25 Şubat 2011 Cuma

Daft Coke

Coca Cola'nın Daft Punk ilhamlı şişeleri çıkmış. Sadece Fransa'da mart sonuna kadar satılacakmış.



23 Şubat 2011 Çarşamba

Arnsdorf'un "geçici" butiği

Şu külotlu çoraplar kadınları hem göklere çıkartır hem de yerin dibine sokarlar. Avustralya'lı moda markası Arnsdorf kendine geçici bir butik yapma kararı alınca tasarım ofisi Edwards Moore imdadına yetişmiş. Öyle ki eğer burada fazla kalırsanız çoraplarınız kaçar rezil olursunuz diyor. Nasıl mı? Edwards Moore bildiğimiz külotlu çorapları duvardan duvara, oradan buraya gererek ve bazı yüzeyleri kaplayarak Arnsdorf'a müthiş bir butik tasarlamış. Bana biraz uzuvları çekiştirilerek işkence gören kadınlara bakıyormuşum gibi gelse de Edwards Moore'un yaklaşımını çok beğendim.








18 Şubat 2011 Cuma

Cilalı, Parlak Yüzeylere Baş Kaldıran Tasarım: TRIFT

Alman tasarımcı Judith Seng bulduğu ağaç kütüklerini, kendi karakterlerini koruyarak değişime uğratmaya çalışıyor. Bulunan kütüğün şekline göre her tabure bir diğerinden farklı oluyor. Oturma yüzeylerini parlak lake ile çılalaması da bana çocukken evimizi boyamaya gelen ustaların ardında bıraktığı ahşap boya karıştırma çubuklarını hatırlattı. Ben Trift'i çok beğendeim ya siz?





17 Şubat 2011 Perşembe

Louboutin için Vitrin Tasarlamak

Biraz Retro, biraz Lunapark, biraz Vegas...Karşınızda Studio XAG'in, Christian Louboutin Londra Mağazası için tasarladığı vitrin.





16 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Defile Mekanı ve Daha Fazlası

Şangay'da bir defile mekanı, HHD_FUN Architects tarafından JNBY ve COTTON USA markasının moda gösterilerinin yapılabilmesi için tasarlanmış. Burası sadece defile değil, aynı zamanda kurumsal imajı güçlendirmek için sahne şovları ve çeşitli etkinliklerinde yapılacağı bir mekan. Hal böyle olunca bu mekanın kimi zaman büyümesi, kimi zaman küçülmesi yani kısaca form değiştirmesi gerekiyor. HHD_FUN Architects orgami üçgenlerinden yararlanarak 3 farklı kombinasyonda kullanılacak 6 adet birbirine entegre olabilen birin tasarlamış. Sonuçta aşağıda fotoğraflarını görebileceğiniz hem içerisi hem de dışarısı görsel şovlara yüzey olabilen bu mükemmel mekan ortaya çıkmış. 









PS: Keşke İstanbul Fashion Week'te de böyle cesur ve yaratıcı yaklaşımlara açık ve bütçesi olan tasarımcılar ve markalar olsa, bende böyle mekanlar tasarlayabilsem.

13 Şubat 2011 Pazar

NINH NGUYEN Sonbahar/Kış'11/12

Ninh Nguyen, Paris'te doğup, Texas'da büyümüş ve daha sonra New York'a yerleşmiş bir tasarımcı. Texas'da Eczacılık ve Psikoloji bölümlerini bitirmiş. İlk bakışta oldukça sıradan bir felsefesi varmış gibi görünse de 3 farklı kültür ve yapılı çevrede hayatını geçirmiş olmasının yansımaları tasarımlarında görülebiliyor. Ben henüz kendisi ve tasarımları hakkında net bir yargıya varamadım fakat takipteyim. 2011/2012 Sonbahar Kış koleksiyonunu da sabırsızlıkla bekliyorum. işte aşağıda teaser'ı :

NINH Autumn/Winter '11/12 Teaser from Ninh Collection on Vimeo.

7 Şubat 2011 Pazartesi

Niyazi Erdoğan'ın Dolmuş'u ve Ona Yakışan Mobilyalar...

Niyazi Erdoğan geçtiğimiz hafta, İstanbul Fashion Week kapsamında karma bir defile ile 2011-2012 Sonbahar/Kış koleksiyonunu "Dolmuş'u" tanıttı. Ülkemizdeki dolmuş kültürünün oldukça baskın olarak kullanıldığı koleksiyonda bol paça pantolonlar, keskin triko kazaklar, yuvarlatılmış hatlar ve yağlı yıkama yüzeylerin ağıırlıklı olarak kullanıldığı dikkatimi çekti. Modayla, Sinemayla, Edebiyatla tasarım herzaman paralel ilerlemiştir. Elbette burada bahsettiğim tasarım ürün ve Mimari tasarım. Niyazi Erdoğan'ın koleksiyonuna tekrar göz gezdirirken aklımda acaba bu kıyafetlere uygun mobilyalar neler olabilir sorusu belirdi. İşte benim "Dolmuş" için seçtiğim mobilyalar:






Edwards Moore'dan Offcut Stools





Raw-Edges Design Studio'dan Coiling Seating




h220430'dan The Schwarzwald Stool





Annika Göransson'dan Mosaiik Lounge Chair

Annika Göransson, Contemporist'in sayfalarını karıştırıken gözüme çarptı. Mosaiik'in ilk önce piksel piksel işlenmiş oturma yüzeyine takıldım. Salt bir görsel beğeniydi benimkisi. Fakat biraz detaylarına inince Göransson'un oldukça net olan tasarım yaklaşımı hoşuma gitti. Taşıyıcı sistemle, oturma yüzeyi arasında bir bütünlük, bir hesaplaşma içerisindeydi. Daha sonra öğrendim ki Mosaiik Lounge Chair bu hafta Stockholm Mobilya Fuarında sergilenecekmiş. Başarılı form arayışı, dikkat çeken renk kombinasyonu ve kompozisyonu ile fuarın en çok ilgi çeken tasarımı olacakmış gibi hissediyorum. Ben Mosaiik Lounge Chair'i çok beğendim...






4 Şubat 2011 Cuma

Biber Mimarlık ve Ben XXI dergisindeyiz

Byarampaşa'da gerçekleştirdiğimiz Yorum İstanbul Evleri Satış Ofisi binası bu ay XXI dergisinde.

3 Şubat 2011 Perşembe

Bao-Nghi Droste'den Buddy

IMM Cologne 2011'de genç yetenekler başlığı altında sergilenen tasarımlardan biri; Buddy, farklı yüksekliklerde ve değişik tabla seçenekleriyle dikkat çekiyor. Minimalist bir yaklaşım ve kusursuz işçilik anlayışıyla Alman tasarımcı Bao-Nghi Droste tarafından tasarlanmış. Farklı ayak yükseklikleri Buddy'i ikili olarak da kullanmaya da imkan veriyor. Ayrıca metal tablası çift yönlü kullanılarak düz yüzey ya da çanak içi tablası elde edilebiliyor.






1 Şubat 2011 Salı

'Ocak Ayı'nın Çekim Gücü Yüksek Tasarımları

Yeni yıl, yılın ilk günleri derken Ocak ayında zamanım elverdikçe beğendiğim tasarımları paylaşmaya çalıştım. Bu ay takipçilerimin en çok ilgisini çeken tasarımlardan ilk 3'ünü sizinle paylaşacağım.
İşte Ocak ayı içerisinde çekim gücü en yüksek 3 tasarım:

Sporu iş yaşamıyla birleştiren yaklaşımıyla Hassell tasarından tasarlanan dtac'in genel merkez binası iş dünyasından takipçilerimin oldukça ilgisi çekti.


Arkadaşım Gözde'nin Sen de Yapabilirsin Komidin'i malzeme ve kişisel becerilerimizin değerlendirilmesi açısından önemli bir yaklaşım sergileyerek beğeni topladı.


ve HeadSprung'dan Hemal Patel'in Kurdele Elbise Askılığı işlevsel ve estetik oluşuyla ilgi topladı.

Faber Castell'den Gerçek Renkler

Hepimiz en az bir kere Alman Kalem üreticisi Faber-Castell'in kalemi ile yazmışızdır. Yumuşaklığı, kayganlığı, doygunluğu dikkatimizi çekmiştir. Küçükken favori kalem markamdı sonra Stabilo'yu keşfettim, keşfetmez olaydım... Şimdilerde ise Lamy ve Muji kalemleri elimden düşmüyor. Bu biraz yalan oldu galiba. Bazen görünüyorum ki kalemle yazmayı neredeyse unutuyorum. Klavye kullanımı ve dokunmatik arayüzler sayesinde kalem kağıt kullanımını terketmeye başladık. Ne kadar üzücü değil mi?
Öte yandan, dokunmatik arayüzler, LED ekranlar ile hayatımıza giren gerçek renkler kavramı zaten gerçek olan renklerin de kendini gerçek renkler olarak pazarlamasına yol açtı. İşte Faber Castell'in Serviceplan Munich tarafından hazırlanan son reklam kampanyası "True Colours" da bunu vurguluyor gibi. Ben merak ediyorum "Gerçek Renk" ya da "Doğru Renk" nedir? Zaten biz kalemden çıkan, fırçadan çıkan rengi doğru ve gerçek kabul etmiyor muyuz? Faber Castell kafamı karıştırdı... Kafa karışıklığım bir yana kampanyanın görselleri de çok başarılı... Hemen gidip bir kaç yeni kalem almak istiyorum...





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...